4 Şubat 2013 Pazartesi

Dürüst ve samimi cevaplar


‎``Türkiye'de günümüz sanatında soyut eserlerin yeterince üretilmemesinin nedenleri neler olabilir`` buna dürüst ve samimi bir cevap verilebilecek mi cidden merakla bekliyorum.listede bilmedigim sanatcilar olmakla birlikte, bildiklerim bende soyut sanattan ne anlasildigina dair cok da ufuk acici olmayan bir perspektif üzerine yogunlasildigi kaygisi uyandiriyor. yeterince soyut olamayacak bir sergi yukardaki sorunun cevabi deil zaten olasi sonucu olacaktir."


Sevgili Nazım, samimi duygularla yazdığına inandığım mesajın için teşekkürler. Çünkü insanlar genellikle bu tür konularda susmayı tercih ediyorlar. Sözkonusu soruya ve bağlantılı olarak sorduğumuz diğer sorulara verilebilecek dürüst ve samimi cevapları sanat kamuoyuyla birlikte aramak istiyoruz. Bu amaçla http://saltsoyut.blogspot.com adresinde isteyen herkesin fikirlerini paylaşabileceği, yorum yapabileceği bir blog sayfası oluşturduk. Konuşulanların uçup gitmesini istemiyoruz.  Bu yüzden yorumuma bu adreste devam etmek istiyorum.

Evet, listede bilmediğin, "soyut"u ilk kez deneyen (genç) sanatçılar ile adını bildiğin bazı sanatçıların belki de ilk soyut yorumları var. Bu bile Türkiye’de günümüzde üretilen sanat işlerine baktığımızda izleyici olarak soyut etkileşimli üretimlerle çok fazla karşılaşmıyor olduğumuz gerçeğini doğruluyor. Serginin sanatçı listesinin oluşturulmasında bu nicel kısırlık nedeniyle oldukça zorlanıldığını da bu arada belirtmekte fayda var.

Yorumuma sana bir soru yönelterek son vermek istiyorum: Serginin "yeterince soyut" olup olmamasından figüratif olmasını ya da soyutlama içermesini mi kastediyorsun?

Hakan Kırdar

1 yorum:

  1. merhaba Hakan. blok süper bir fikir olmus ve türkiyede ana akim rasyonel sanat egilimine duyulan inanci masaya yatirmak ve diger ütopya ve varolus modellerini gözden gecirmek icin soyut sanatin hala ideal ve özgürlestirici bir tecrübe alani sunabilecegini inaniyorum. modernde kendisini bir savas alani olarak ilan ve ihya etmis hayat ve dolayisiyla sanat tecrübesi; bu nedenle askeri bir terimi kullanmaktan (avatgarde) cekinmemis.Bunu hatirlatmaktan amacim, sanatsal üretimde (cogu kez bir ergenlik dönemi davranisi gibi görsemde)zamana ve mekana bagli stratejik konumlanmanin sanati hala sosyal anlamda dikkat cekilir bir mevzu yaptigini vurgulamak. yani daha lokal ve ideolojisiz düsündügümüz günümüzde, türkiyede sanatcinin gelistirecegi herhangi bir strajenin kendisini neye göre, nasil bir iliskiler piyasasina göre konumlandirdigini tespit etmesi gerekiyor. bu noktada türkiyede soyutun artik (hic vuku bulmadigini kabul ederek) türkiyeli sanatcinin strateji modelleri listesinde yer alabilecegi kuskusuz. sanirim yeni isimler de vardir, aklima ilk gelenlerden biri emre hüner oluyor...
    istanbula gelip giderek sergileri takip etmekle birlikte, soyuta dair pedagojik ve belgeselci olmayan bir sergi yapildi mi bilmiyorum ve dolayisiyla bu sergiyi sabirsizlikla görmek istiyorum.öte yandan son 8 yildir bienalin evrimini izlemek ve hatta bir sonraki bienali daha merakla ve assagi yukari dogru bir kehanetle tahayyül de edebilerek gözlemledim ve son istanbul bienalinin simdiye dek soyutun, formun veya estetigin ütopyasi üzerine düsündürtecek sanatsal bir hareketliligi de beraberinde getirtecegini düsünmüstüm.sanirim getirmistir de ama her zamanki gibi kurum ve piyasanin hakim görünürlükleri belki bazi nüanslari kacirmama neden olmustur.
    son olarak senin soruna cevap vererek bitireyim:yeterince soyut olamamaktan kastettigim, figüratif olmasindan ziyade soyutlama iceriyor olusudur. geleneksel motiflerden yola cikan bir soyutlama anlayisina tas atarken, dogadaki ya da sehrin duvarlarindaki bir dokudan yola cikarak soyutlama yapmak arasinda, acizlik baglaminda cok büyük bir fark olmamasi gerektigini düsünüyorum. nitekim bu soyutun bir mezvudan ziyade bir bicim bulmacaya indirgenmesi oluyor, ve artik sanat tarihiyle tombala torbasiyla ilgilendigimden daha fazla ilgilenmedigim icin mondrian ve malevic göndermeleri yapan ve bundan dolayi ne soyut oldugunu, ne de soyuta elestirel bir bakis getirdigini iddia eden bir caba hic ilgimi cekmiyor.
    son olarak pessodan kücük bir alintiyla bitirmek istiyorum. "sanat niye bu kadar güzel? cünki yararsiz. hayat niye bu kadar cirkin? cünki amaclardan, tasarilardan ve niyetlerden örülmüs." :)
    sevgiler
    nazim

    YanıtlaSil